İlişkilerimizde çatışmaları tamamen ortadan kaldırmak mümkün mü? Sevgi her şeyi çözebilir mi? Bu yazıda, ilişkilerdeki çatışmalara daha yakından bakacak ve bu çatışmaları daha yapıcı bir şekilde yönetmenin yollarını inceleyeceğiz.
Çatışma Türleri
Her ilişki zaman zaman çatışmalar yaşar, ancak bu çatışmalar iki ana kategoriye ayrılır:
1.Kalıcı Sorunlar:
-
- Araştırmalara göre evlilik çatışmalarının %69’u kalıcı sorunlardan oluşmaktadır. Bu sorunlar genellikle kişisel farklılıklar, değerler veya uzun vadeli hedeflerden kaynaklanır.
- Mutlu çiftler bile bu tür sorunlarla karşılaşır; ancak onlar bu sorunları kabullenir, çözülemez sorunlarla yaşamaya alışır ve mizah gibi yapıcı yöntemlerle bu durumu yönetir.
- Dengesiz evliliği olan çiftler, sorunlarla etkili bir biçimde baş etmek yerine soruna kilitlenip kalırlar. Kilitlenme belirtileri:
- Çatışma, partnerleri birbirine dışlanmış hissettirir.
- Sürekli sorunu konuşur ama hiç ilerleme kaydetmezler.
- Konumlarına çakılıp kalır ve kımıldamak istemezler.
- Konuyu tartıştıkça daha fazla hüsran ve incinmiş hissederler.
- Sorunla ilgili konuşmalarda mizah, şefkat yoktur.
- Konuşmalarda aşağılama vardır.
- Bu aşağılama, konumlarına çakılmaya ve uzlaşmaya isteksizliğe sebep olur.
En sonunda duygusal açıdan birbirinden koparlar.
2.Çözülebilir Sorunlar:
-
- Bu sorunlar daha spesifik ve durumsaldır. Genellikle bir olay ya da belirli bir duruma bağlı olarak ortaya çıkar. Çözülebilir sorunları ele alırken etkili bir iletişim ve karşı tarafı anlamaya yönelik bir yaklaşım önemlidir.
Her iki tür sorunla da baş etmenin ilk adımı, partnerinizin kişiliğini kabul etmek ve onu anlamaya çalışmaktır. Anlayış ve empati, yapıcı çözüm yollarının temelini oluşturur.
İlişkilerde Çatışmaya Yönelik Mitler ve Gerçekler
Çatışmalar söz konusu olduğunda, insanlar arasında yanlış anlamalar ve basmakalıp inanışlar sıklıkla ortaya çıkar. “Mutlu çiftler hiç tartışmaz” ya da “Bir ilişki çatışmaya giriyorsa, sorun vardır” gibi düşünceler, ilişkilerdeki doğal süreçlere dair yanlış beklentiler yaratabilir. İlişkilerde yaygın olarak karşılaşılan mitlerin gerçekliğini sorgulamak ve bu yanlış inanışları anlamak, çatışmalara daha sağlıklı bir perspektiften yaklaşmanın ilk adımıdır.
Mitler ve Gerçekler:
- Mit: Mutlu çiftler hiç tartışmaz.
- Gerçek: Tartışmalar sağlıklı ilişkilerin doğal bir parçasıdır. Önemli olan, tartışmaların nasıl yönetildiğidir.
- Mit: Çatışmalar ilişkinin kötüye gittiğini gö
- Gerçek: Yapıcı bir şekilde ele alınan çatışmalar, tarafların birbirlerini daha iyi anlamasını ve ilişkinin gelişmesini sağlar.
- Mit: Eğer beni sevseydi, neye üzüldüğümü anlardı.
- Gerçek: Partneriniz zihin okuyucu değildir. Hislerinizi ve beklentilerinizi açık bir şekilde ifade etmek şarttır.
- Mit: Tartışmada biri mutlaka haklıdır.
- Gerçek: Çoğu çatışmada ‘doğru’ ya da ‘yanlış’ yoktur; sadece farklı bakış açıları vardır.
- Mit: Uzun süreli ilişkilerde artık çatışma olmaz.
- Gerçek: Her yeni durum veya değişim, yeni çatışmaları beraberinde getirebilir. İlişkiler dinamik bir süreçtir.
Mahşerin Dört Atlısı
Her ilişki, iniş çıkışlarıyla bir öğrenme yolculuğudur. Ancak bazen tartışmalar öyle bir noktaya gelir ki, yapıcı olmak yerine yıkıcı hale dönüşebilir. Dr. John Gottman, bu tür durumlarda ilişkileri tehdit eden dört temel davranışı “Mahşerin Dört Atlısı” metaforuyla açıklamıştır. Eleştiri, aşağılama, savunmacılık ve duvar örme gibi bu yıkıcı alışkanlıklar, eğer fark edilmez ve çözülmezse, ilişkilerde derin yaralar bırakabilir.
Dr. John Gottman, bir ilişkiyi bitirme potansiyeli taşıyan dört zararlı davranışı şu şekilde tanımlar:
- Eleştiri:
- Partnerin davranışı yerine kişiliğine yönelik súldırıları içerir.
- Örnek: “Neden hiçbir şeyi doğru yapamıyorsun?”
- Aşağılama:
- Partneri küçümseme, alay etme ya da onun değerini düşürmeye yönelik davranışlar sergileme.
- Örnek: “Sen bunu başaramazsın, çok beceriksizsin.”
- Savunmacılık:
- Eleştiriye yanıt olarak kendini savunma ya da karşı saldırıya geç
- Örnek: “Asıl sen bencil davranıyorsun!”
- Duvar Örme:
- Tartışma yoğunlaştığında iletişimi tamamen kesmek veya ortamdan uzaklaşmak.
Gottman’ın araştırmalarına göre, bu dört davranıştan birinin sık sık ortaya çıkması, ilişkinin geleceği açısından ciddi bir tehlike işaretidir. Ancak, bu davranışların farkına varıp onları yönetmek mümkündür.
“Mahşerin dört atlısı, bir ilişkiye zarar vermek için gelmiş olabilir. Ama onları yönetmek, çiftlerin elindedir.”
Çözüm Yolları: Çatışmaları Yönetmek
- Yumuşak Başlangıçlar:
- Bir tartışmayı iyi gitmeyeceğinin en bariz göstergesi, başlamak şeklidir. İstatistikler; 100 olayın 96’sında on beş dakikalık etkileşimin ilk üç dakikasına bakıldığında konuşmanın sonucu tahmin edilebilir.
- Sert bir yaklaşımla başlamak yerine, daha nazik ve yapıcı bir dil kullanmak yumuşak başlangıç yapılmasını sağlayabilir. “Neden hep geç kalıyorsun?” demek yerine, “Buluşmalara zamanında gelmeni isterim. Beni anlayacağını düşünüyorum” demek yumuşak başlangıç için iyi bir örnek olabilir.
- Ben Dili Kullanmak:
- Duygularınızı ifade ederken “ben” dili kullanmak çatışmayı daha yapıcı hale getirir. Ben dilini kullanmak partnerinizi suçlamadan, kendi duygularınızı ifade etmenize olanak tanır. Örneğin, “Beni dinlemiyorsun” yerine, “Beni dinlemeni isterdim” denebilir.
- Zamanlama ve Yatıştırma:
- Tartışmaları duygular yatıştıktan sonra ele almak daha yapıcı bir süreç sağlar. Kendinizi sakinleştirdikten sonra birbirinizi sakinleştirmek için de zaman ayırmak sürece katkı sağlar.
- Partnerinizi yatıştırmanız aslında bir çeşit ters şartlanmadır. Partneriniz tarafından sık sık sakinleştirilirseniz, onu hayatınızda bir stres tetikleyicisi olarak görmekten vazgeçip tam tersi gevşeme duygusuyla bağdaştırırsınız. Bu ise ilişkideki olumluluğu kendiliğinden artırır.
- Onarma Girişimlerinde Bulunmak:
- Tartışma sert başlangıçla başladığında veya şikayet döngüsüne kendinizi kaptırdığınızda frene basmak önemlidir.
- Tartışma sırasında mizah duygusunu korumak, özrü kabul etmek ve hataları kabullenmek ilişkide onarıcı bir rol oynar.
- Olumlu Etkileşimleri Artırmak:
- Gottman’ın çalışmaları, sağlıklı ilişkilerin matematiğini anlamamıza yardımcı oluyor. Araştırmalara göre, bir ilişkinin istikrarlı ve mutlu bir şekilde devam edebilmesi için olumlu ve olumsuz etkileşimler arasında bir denge kurulması gerekiyor. Bir ilişkide, olumlu ve olumsuz etkileşim oranı 5:1 olduğunda ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam edeceği savunuluyor. Yani bir olumsuz yorum, beş olumlu yorumla dengelenmelidir.
- Olumlu etkileşimler, bir gülümseme, bir teşekkür, bir iltifat ya da basitçe partnerinize duyduğunuz sevgiyi ifade etmek olabilir.
- Ortak Hedefler Belirlemek:
- Çatışmanın tarafları olmaktan çıkıp çözümün ortak destekçileri olmak, yani çatışmayı ikili mücadele olarak görüp bir kazanan veya kaybeden belirlemek değil, ortak bir çözüm arayışında birleşmek önemlidir.
- İki tarafın da ortak bir amaca yönelik birlikte çalışması, çatışmanın enerjisini yapıcı bir yöne çeker. Bu noktada çift veya aile terapisi, ilişkideki bu dönüşüm için güçlü bir araçtı Terapide çiftler, bir problemle baş ederken birbirlerinin düşmanı değil, çözümün ortak savunucuları olmayı öğrenirler.
Film ve Kitap Önerileri
Çatışmalar ve ilişkiler üzerine daha derinlemesine düşünmek isteyenler için aşağıdaki önerileri inceleyebilirsiniz:
Kitaplar:
- Evliliklerin Yedi İlkesi – Dr. John Gottman
- Bağlanma – Amir Levine ve Rachel Heller
- Kadınlar Erkekler ve İlişkiler – Harville Hendrix
Film:
- Marriage Story (2019)
Psk. Betül Çavumirza
Psk. Onurcan Güler
Uzm. Psk. Öykü Yıldız
Kln. Psk. Öznur Ünsal